sayokan birliği, sayokan birligi, sayokan, sayokanbirligi, sayokanaltınpark, sayokanturkiye
Haber

SAYOKAN

yesuken semineri yapildi


TÜRK KILIÇ SANATI YESÜKEN SEMİNERİ YAPILDI

Türk kılıç sanatı Yesüken’in ilk semineri Sivas belediyesi ev sahipliğinde Sivas'ta yapıldı.






Adını Urkun Türkçesi’nden alan Türk Kılıç Sanatı Yesüken, "yasadan yana, yasaya bağlı olan" demektir. Yani Allah’ın yasasına uyan manası taşımaktadır.
Türk kültürleşme hareketi olarak ortaya çıkan ve Türkiye’de bir ilk olan Türk Savaş Sanatı Sayokan’a kardeş geldi. Savaş sanatları alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden olan Nihat Yiğit, yine bir ilke imza atarak Sayokan’ın ardından Türk Kılıç Sanatı Yesüken’i kurdu. Urkun Türkçesi’nde ‘yasadan yana’ anlamı taşıyan Yesüken’in ilk seminerine Sivas ev sahipliği yaptı.
Sayokan’a destek vererek Aybar Halil Kozanoğlu’nu bünyesine alan Sivas Belediyesi, Türk Kılıç Sanatı Yesüken’e de kapılarını açarak bir ilke imza attı. Yesüken ile bizzat yakından ilgilenen Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, seminer boyunca Talay Yabgu Nihat Yiğit ve katılımcıları yalnız bırakmadı.

Seminere, başta Sivas, Konya, Malatya, İstanbul, İskenderun, Antakya, Nazilli,
Ankara'dan katılımcılar yer aldı. Sayokan, Kick Boks, Hapkido, Thai Boks, Judo,
MuaiThai, Karate savaş sanatlarından eğiticiler, sporcular katıldı.

Yesüken, Türkiye'den sonra ikinci ülke olarak Hollanda'da icra edilecek. Sayokan'ın Hollanda temsilcisi, Emirhan KUZU ile birlikte Hollanda'da savaş sanatları ile uğraşan Ömer ATA ve Ömer AYGÜN'de seminere katılarak, Hollanda için güçlü bir ekip oluşturdular.

Seminerde "Boşkur-Tigin"ler Alpar-Akçapan döneminin 1,5 yıllık eğitim müfredatını alarak okullarına döndüler. Hızlı ve yorucu geçen seminerde katılımcılar Yesüken ile ilgili dolu ve donanımlı kılındılar.

4 Eylül Belediyespor Kulübü, Sebahattin Öztürk Spor Salonu’nda 3 gün devam eden Yesüken çalışmalarını bizzat izleyen Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, başta Talay Yabgu Nihat Yiğit olmak üzere Alpar ve Boşkur’ları tebrik ederek, böyle bir değere sahip çıktıkları için kutladı. Kültürünün ve değerlerinin farkında olmayan hiçbir milletin kıyamete kadar yaşamasının mümkün olmadığını dile getiren Başkan Doğan Ürgüp, “Türk milleti ezelden ebede, dünya milletleri arasında en nadide milletlerden birisidir. İnançlarıyla, kültürel değerleriyle, savaşıyla ve birçok meziyetiyle her zaman ön planda olmuştur. Uzak Doğu sporları dediğimiz sporların, milletimizin kültüründen geldiğine inananlardan biriyim. Bu sebeple Yesüken’i kuran Yabgu Nihat Yiğit’e Osmanlı ve daha öncesi Orta Asya’ya varan kültürümüzü bizlere aktardığı için çok teşekkür ediyorum. Böyle bir değere öncülük etmekten de büyük mutluluk duyuyorum” dedi. Başkan Doğan Ürgüp’e katkılarından dolayı bir plaket takdim eden Nihat Yiğit, Yesüken kelimesinin Urkun Türkçesi olduğunu hatırlatarak, “Yesüken, ‘yasadan yana, yasaya bağlı olan’ demektir. Yani Allah’ın yasasına uyan, Allah’ın yasasına bağlı olan manası taşımaktadır” dedi.

TÜRK SAVAŞ SANATLARI TESİSİ
Gazete ve televizyonların büyük ilgi gösterdiği seminerde konuşan Talay Yabgu Nihat Yiğit öncelikle katkılarından dolayı Başkan Ürgüp’e teşekkür etti. Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Yiğit, şu ifadelere yer verdi: İlk seminerimizi Sivas’ta yaptık. Bundan sonra sık sık seminerler düzenleyeceğiz. Önümüzdeki aylarda, İstanbul’da, Aydın’da, İzmir’de, Antalya’da, Ankara’da ya da Hatay’da yapabiliriz. Bu seminerlerle popülaritesi daha da artacaktır. Çünkü Türk Kılıç Sanatı Yesüken’in, diğer ülkelerin kılıç sanatlarından tarihî ve manevi olarak daha donanımlı olduğu fark edilecektir. Tarihiyle haşır neşir olan, milli ve manevi değerleriyle gurur duyan Türk gençleri de bu sebeple büyük bir alaka gösterecektir. Yeni bir branş olmasına rağmen kısa zamanda tanınıp sahip çıkılacağı inancındayım. Şu anda Karabük Safranbolu’da 54 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa etmeyi planladığımız tesis, Türk Savaş Sanatları için bir merkez konumunda olacaktır.”

Elli yıl önce, Kuzey Sibirya bölgesi İrtiş ırmağı kıyısında bulunan 1400 yıllık Türk kılıcı.


Hadis-i Şerif ilham oldu

“Cennet kılıçların gölgesi altındadır” Hadis-i Şerifi’nin kendisine ilham verdiğini ve bu suretle bir sünneti yaşamak istediklerini anlatan Talay Yabgu Nihat Yiğit, Türk töresinde “at, avrat, silah” deyişinin ayrı bir yerinin olduğunu hatırlattı. Yiğit, “Bu üç öge önemlidir, başkalarıyla paylaşılmaz. At, Türk savaşçısının yol dostu, savaşta yareni, ruhen birbirleriyle bütünleştikleri bir can dostudur. Avrat, Türk savaşçısının namusu, kalplerinin birbirine destek verdiği, sadakatin ölümüne ortaya konduğu, ömür yolculuğunda sevgiyle el ele, gönül gönüle beraber yüründüğü can yoldaşıdır. Aile olmayı sağlayan, anaç özelliği ile saygıdeğer bir varlıktır. Tanrı’nın erkeğe emanetidir. Silah ise bir savaşçının hayatta kalmasını sağlayan önemli uzuvlarından biridir

Silaha sahip olanın başka silahlarla da donanımlı olması gerekir ki, elinde tuttuğu zahir kılıca mana yükleyebilsin. Bu silahlar şunlardır:
1 – Allah’a inanır ve O’nun rızası için çalışır.
2 – İlim peşinde koşar, her öğrendiği yeni bilgide amil olur.
3 – Ahrete ve hesap gününe inanır.
4 – Kaderine razı olandır.
5 – Merhamet sahibidir.
6 – Kendi rızası için amil değildir.
7 – Nefsine düşman kalbine dosttur.
8 – Kin ve öfkeye sırtı dönüktür.
9 – Dünya arzuları peşinde koşmaz, ölümü sıkça hatırlayandır.
10- “Savaşçının yolu”nu iyi bilendir.

Silahı tutan emin bir elin kalbi ancak böyle bir kalptir ve Yesüken kılıcını veya urunguyu tutmaya layıktır.
Silah Türk töresinde, erkişi elinde bir değerdir ve anlamı vardır. Silahla oyun olmaz, kılıç anlamsız kınından çıkmaz, başkasına verilmez. Yesüken’de kılıç eğitimleri “urungu” ile yapılır. Ahşap olan urungu, kılıça verilen aynı değerdedir. Urunguya bir tahta, ahşap gözüyle bakılmaz, başkasına verilmez, herhangi bir yerde unutulmaz, oraya buraya konulmaz. Yesüken’de başarılı olmanın yolu urunguya bir ağaç gözüyle değil, bir silah gözüyle bakılması ve değer verilmesi ile mümkündür. Urunguyla bütünleşmek, onun bir uzvumuz haline gelebilmesi için bu bakış açısı ön koşuldur.

Eğitimlerde urungusunu unutan kişiye talim yapması için urungu verilmez. Bir tahta parçası neden bir silahtır? Ehilin biri şöyle demiş: “Kılıcın kesmesi keskinliğinden midir? Hayır, Tanrı dilediği için kılıç keser. Eğer Tanrı dilemezse kılıç kesmez.” Hz. İbrahim’i ateşin yakmadığı gibi, Tanrı dilemezse kılıç da kesmez. Eğer mantık yürütürsek evet iyi bilenmiş bir çelik kılıç kesicidir. Ateş yakıcıdır. Lakin yeryüzünde zerre küçüklüğünde ne varsa Tanrı’nın hükmüne göre hareket eder. Oysa biz gözlerimizle gördüklerimizde akıl ve mantık yürüterek, Tanrı’nın hüküm ve otoritesini unutuyor, kılıcın kesmesini, oluşturulduğu madeninden, keskinliğindendir diye sonuç çıkarıyoruz. Tanrı hüküm verip keskin kılıç kesmediğinde, ateş yakmadığında, uçurumdan düşüp insan ölmediğinde mucize olarak nitelendiriyoruz. Sonuç, Tanrı dilemedikçe kılıç kesmez, ateş yakmaz. Tanrı dilerse ağaçtan yapılmış urungu bile insanı keser ikiye böler.

Urungu bir yesüken alpının uzuvlarından biri olmalıdır.
Bir insan ne ile kutlu kılınır? Ancak bilgi ile ilim ile kutlu kılınabilir. Bu sorumluluk ise “BOŞKUR” ların, “UYDAŞI” ların ve “ATABAY”ların işidir.
Eğitimlerde atak yapan boşkuta “Sülek”, atağı karşılayan boşkuta “Savungan” denir. Teknik yapmaya hazırlanma durumuna ise “Salgur” denir. Atak tekniklerine “Çal”, savunma tekniklerine ise “Korgavuş” denir…örneğin “Tulga Çal”,”Tübek Korgavuş” gibi. Yarışmalarda yenen boşkuta “Utar”, yenilen boşkuta ise “Çayen” denir. Tüm kavramlar, “Kavramlar Bütünü” listesinde anlamlarıyla yer almaktadır.


Savaşçının yolu der ki; Kılıçlar cennetin anahtarıdır.
Savaşçının yolu der ki; Savaşçı savaş sırasında şu 10 şeye dikkat etmelidir.
1. Aslan gibi cesur olmalı. Korkmamalı.
2. Kaplan gibi gururlu olmalı. Düşmana baş eğmemeli.
3. Ayı gibi güçlü olmalı. Kahramanlıkta bütün duyguları ile savaşmalı.
4. Domuzdan ibret almalı. Saldırılara dirençli olup geri dönmemeli.
5. Kurt gibi saldırmalı. Bir yandan ümidini kesince başka yandan saldırmalı.
6. Karıncadan ibret almalı. Savaş malzemelerinin taşınmasında, kendi ağırlığından kat kat fazlasını taşımalı.
7. Taş gibi olmalı. Sebat ve direnmede yerinden oynatılamamalı.
8. Sabırda himarı görmeli. Saldırılara rahatlıkla katlanmalı.
9. Köpek gibi vefalı olmalı. Komutanı ateşe girse, peşinden girmeli.
10. Horoz gibi fırsat kollamalı, tilki gibi hiç unutmamalıdır.
 
Mahmut Arslan
Türkiye Gazetesi 
31 Ağustos 2011 Çarşamba
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol